Takipçilerimiz

Aşık Veysel Sözleri ve Besteleri

Sen bilmezsin. O bilmez. Hiç kimse bilmez, bilemez. Hatta ben bile. Bir tek paşa gönlüm bilir.

Dünyaya gelmemde maksat ne idi: Bir sadık dost.

Güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa.

Seversin, alırsın, karın olur seversin, alamazsın, karasevdalın olur.

Karnın yardım kazmayınan belinen,
Yüzün yırttım tırnağınan elinen,
Gine beni karşıladı gülinen,
Benim sadık yarim kara topraktır.

İşkence yaptıkça (ey yar) bana gülerdi,
Bunda yalan yoktur herkes de gördü,
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi,
Benim sadık yarim kara topraktır.
Aşık Veysel Sözleri ve Besteleri Devamını Oku>>

Atilla İlhan Sözleri

Ağzımın tadı yoksa, Hasta gibiysem, Boğazımda düğümleniyorsa lokmalar, Buluttan nem kapıyorsam, İnan hep güzel gözlerinin hasretindendir.

İnsan olmanın bütün komplekslerini yenmiş, günü dipdiri yakalayan, hayatın anlamını çözmüş bir bilge insan; bir yol gösterici.

Döndüm arkamı sana, Sen sırtımdan vurmayı seversin, yüzüm ağır gelmesin...

Ben çocuklar gibi sevdim! Devler gibi acı çektim.

Oysa ben akşam olmuşum, Yapraklarım dökülüyor usul usul. Adım sonbahar...

Ben gidip başıma belâlar aramışım o kalıp mevlâsını bulmuş.

Sana gelirken hep ellerim ceplerimde gelirdim, olur da aşkımın elleri üşümüştür. Avuçlarımda ısıtırım diyerekten.

Bekleme yapmayın! 'Aşk'ını alan 'acı'ya doğru ilerlesin.

Memleket bir kurtlar sofrasına döndü mü, isyan haktır.

Kolay diyorsun, gel bir de sen yaşa sensizliğimi...

Acı bir tütün gibi yakıyor genzimi, Senden uzak olmak.

Gel sevgilim gel, benim dünyama gel çok zaman var içimde yerini hazırladım.
Mutluluk uzun sürmez mutlaka gündeliktir. Ölüme yenik düşen aslında korkuya yeniktir.

İnsan sevdiğini bırakmaz, sevmek bırakır insanı...

Hiç doğmamayı isterdim ama bir kere doğmuşum ölmek yasak.

ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak, hiç doğmamayı isterdim ama bir kere doğmuşum ölmek yasak.

Gözlerin gözlerime değince Felâketim olurdu ağlardım Beni sevmiyordun bilirdim Bir sevdiğin vardı duyardım…

Ben hiç böylesini görmemiştim, vurdun kanıma girdin kabulümsün.

İnanmakta geç sevmekte çabuktum.

Ben sana mecburum bilemezsin.

Aydınlık neyin oluyor senin.

Çoğu zaman üç beş kişi için yazdığımızı sanırız, onlar bizi okumazlar. Asıl seslendiklerimiz, hiçbir zaman tanımayacağımız, başka üç beş kişidir.

Hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın.
Sanat, toplumsal bir çabadır; toplumdan gelir, topluma döner. Fakat gelenle giden aynı şey değildir.

Eğitim, savunma ve ekonomi milli olmalıdır, olmazsa Sevr gelir.

Türk aydını dediğimiz kişi, Batı'nın manevi ajanıdır.

Canını kurtarayım derken vatanından olursun.

Ne kadınlar sevdim zaten yoktular.

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra KGB'nin belgelerinden görüyoruz ki, Türkiye'deki sosyalistlerin pek çoğu maaşa bağlanmışlar orada. Bugün de Alman vakıflarından, Amerikan vakıflarından maaş alarak, Avrupa fonlarından para alarak, onlar adına hareket eden pek çok basın yayın organlarında görevli isimler vardır ve bunlar artık ayıp olmaktan da çıkartılmıştır. Maalesef Türkiye bu noktaya gelmiştir.
Atilla İlhan Sözleri Devamını Oku>>

Akşemseddin Öğütleri

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u kuşattığı zaman bilgisine olduğu kadar şahsına da büyük değer verdiği ak sakallı âlim Akşemseddin de beraberinde bulunuyordu. Âyet-i kerimeleri ve hadîsleri tefsir ederek askere gayret ve cesaret vermeye çalışan Akşemseddin, bu arada İslâm dünyasının ulu kişisi Hazret-i Eyyûb el-Ensarî'nin İstanbul surları dibinde bulunduğu bilinen kabrini de bulmak istemişti.

Ey asker... Biliniz ki, bu fetih, Cenâb-ı Hak katında size ve Sultan Mehmet Han'a takdir kılınmıştır. Kim ki bundan şüphe eder, imândan sapıtmış olur...

Bazı insanlar vardır ki selam verirler ve selamlarından is kokusu gelir. Bazıları da vardır ki selam verirler ve onların selamından misk kokusu gelir.

Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı.

Allah ile olduktan sonra, ölüm de ömür de hoştur.

Bal yiyen, arısından gocunmaz.

Bir mum, diğerini tutuşturmakla ışığından hiç bir şey kaybetmez.

Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür.

İyiliği ve ihsanı tamamlamak, başlamaktan daha iyidir.

Balığa, denizden başkası azaptır.

Şunu iyi bil ki safları yaran, her şeyi yenen aslanla savaşmak kolaydır; gerçek kahraman odur ki önce kendi nefsini yener.

Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil.

Nice kişiler vardır ki dizimin dibindedirler, ama benim için sanki Yemen’dedirler. Yemen’ olan niceleri de vardır ki sanki dizimin dibindedirler.

Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, hiç aramamak demektir.

Tuzağa saçtığın taneler cömertlik sayılmaz.

Adalet nedir? / - Ağaçları sulamak. Zulüm nedir/ -dikene su vermek.

Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin, karşındakinin anlayabildiği kadardır.

Fakire verilen,daha onun eline geçmeden Allah’a ulaşır.

İçte ki kiri su değil, ancak göz yaşı temizler.

Nerede akarsu varsa orada yeşillik vardır. Akan gözyaşının olduğu yere de rahmet gelir.

Sende iyi olan ne varsa dostuna onu ver.

Kendini noksan gören kişi, olgunlaşmaya 10 atla koşar. Kendini olgun sanan ise bu zannı sebebiyle Allah’a ulaşamaz.

Eyvahlar olsun o kişiye ki kendisi ölür de isyanı kalır!

Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın.

Yürü, bir an için mezarlıkta sessizce otur. O söz söyleyip şimdi susmuşları gör! Onların topraklarını bir renkte, bir halde görürsün, ama halleri bir değildir ki…

Ben, hürriyeti kulluğa satmam.

Her işe besmele ile başla.

Temiz ol, daim iyiliği adet edin, tembel olma, namaza önem ver.

Nimete şükür, belaya sabret.

Dünyanın mutluluğuna mağrur olma.

Ömrüm uzun olsun dersen, kimseye kızma, eziyet etme.

Kimsenin nimetine haset etme.

Senden üstün olan kimsenin önünden yürüme.

Tırnağını asla dişinle kesme.

Çok uyumak kazancın azalmasına sebeb olur.

Akıllı isen yalnız yolculuğa çıkma.

Gece uyanık ol, seher vakti Kur’an-ı Kerim oku.

Zikrin daima Hamd-i Hüda (Allahü tealaya hamd etmek) olsun.

Hep cehennem azabından endişeli ol.

Hasedi terk et, kendini başkalarına medh etme.

Namahreme (harama) bakma, harama bakmak gaflet verir.

Kimsenin kalbini kırma. Düşen şeyi alıp (temizleyerek) yersen fakirlikten kurtulursun.

Edepli, mütevazı ve cömert ol. Cünüp kimse ile yemek yemek gam verir.

Yalnız bir evde yatmaktan sakın. Çıplak yatmak fakirliğe sebep olur.
Akşemseddin Öğütleri Devamını Oku>>

Hadisler - Hadis-i Şerifler - 40 Hadis Oku

40 HADİS
İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.


(Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.


İslâm, güzel ahlâktır.


İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.


Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.


İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.


Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.


Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.(Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez)


Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.


Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.


İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.


Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.


İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.


Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.


Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.


Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter.


İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.


Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.


Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.


Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.


(Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.


(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.


Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.


Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır.
Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.


Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir:
Mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın evladına duası.


Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.


Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.


Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.


Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur.


(İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu.


Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.


Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki;
ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.


Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle geçiren kimse gibidir.


Her insan hata eder.
Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.


Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.


Bizi aldatan bizden değildir.


Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe) cennete giremezler.


İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz.


Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.


Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz.
Hadisler - Hadis-i Şerifler - 40 Hadis Oku Devamını Oku>>

Bob Marley Sözleri 2012

Bakmayın insanların "Beni çok sevecek birini arıyorum" demesine. Büyük bir sevgiye maruz kalınca hepsi kaçacak delik arıyor!

Bob Marley Sözleri 2012 Devamını Oku>>

Herman Hesse - Hiç kimse kendi içinde yaşamadıkça başkalarının ruhlarındaki kıpırtıyı anlayamaz

"Hiç kimse kendi içinde yaşamadıkça başkalarının ruhlarındaki kıpırtıyı anlayamaz."

Herman Hesse - Hiç kimse kendi içinde yaşamadıkça başkalarının ruhlarındaki kıpırtıyı anlayamaz Devamını Oku>>

Necip Fazıl Kısakürek - Ben, kimsesiz seyyahı, meçhuller caddesinin

"Ben, kimsesiz seyyahı, meçhuller caddesinin; Ben, yankısından kaçan çoçuk, kendi sesinin."

Necip Fazıl Kısakürek - Ben, kimsesiz seyyahı, meçhuller caddesinin Devamını Oku>>

Halil Cibran - Hüzünlü ruhlar benzer biriyle

Hüzünlü ruhlar benzer biriyle karşılaştığında huzur bulur.
Halil Cibran - Hüzünlü ruhlar benzer biriyle Devamını Oku>>

Fuzûlî Hicrân cehenneminde çözülmez bu kördüğüm

Hicrân cehenneminde çözülmez bu kördüğüm. Ey gözlerinde cennet-i alayı gördüğüm...

Fuzûlî Hicrân cehenneminde çözülmez bu kördüğüm Devamını Oku>>

Mustafa Kemal Atatürk Sözleri 2012

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.

Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.

Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.

Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur.

Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.

Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır.

Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.

Türk Milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir.

Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.

Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.

Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.

Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.

Biz dünya medeniyeti ailesi içinde bulunuyoruz. Medeniyetin bütün icaplarını tatbik edeceğiz.

Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.

Milletimiz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Milletinin bu yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak, bizim hepimizin en kutlu vazifemizdir.

İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?

Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hattâ erkeklerimizden çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa.

Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.

Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.

Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.

Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.

Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz… Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.

Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir.

Mualimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.

Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet, henüz millet namını almak istidadını keşfetmemiştir.

Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır.

Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk iktisadiyatı, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.

Türkiye’nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iktisadi siyaseti bu aslî gayeye erişmek maksadını güder.

Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.
Mustafa Kemal Atatürk Sözleri 2012 Devamını Oku>>

Ünlü Yazarlardan Önemli Sözler - Facebook 2012

Dostoyevski
Hiçbir şeyin önünde eğilmeyen insan kendi yükünü taşıyamaz

Andre Suares
Kadere inanmayanlar hayata asla bakmamışlardır. Tesadüf, inanmayanların kadere taktığı addır.

Epiktetos
Eğer öküzlerle domuzlar konuşabilselerdi, yemden başka şey düşünenlerle alay ederlerdi.

Tagore
Bir söz ki söylemesen de olur, söyleme. Bir iş ki yapmasan da olur, yapma.

Tibullus
Issız yerlerde kendin için bir âlem ol.

Douglas Mallach
Dağ tepesinde bir çam olamazsan, vadide bir çalı ol, fakat oradaki en iyi çalı sen olmalısın.

Gandhi
Güzel bir hareket yapan güzelleşir.

Herzen
Hayat bana düşünmeyi öğretti, fakat düşünmek bana yaşamayı öğretmedi.

Andre Suares
Acımanın gözyaşları, siz, merhametsiz öpüşleri utandırıyorsunuz.

J. Pirenne
Sosyal bünyedeki gerçek bir değişme ancak mânevî bünyedeki bir değişme ile mümkündür.

Sadettin Elibol
İnsanın haysiyeti sorumluluk şuuruyla ölçülür.

Balzac
Her ıstırap insana ayrı bir şey öğretir.

Marc Aurele
Hiddetiniz, hiddetinizi mucib olan şeyden daha zararlıdır.

Seume
Hayatından daha kıymetli şeyleri olmayan fert ve toplumların hayatlarının da kıymeti yoktur.

Konfüçyüs
Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır.

Erol Güngör
Millî tarih şuuru, millete ait tarihin basit vakalar yığınından ibaret değil de, bugünkü kaderi çizen mânâlı bir zincirin halkaları halinde anlaşılması demektir.

Hyman G. Rickover
Büyük kafalar fikirleri, orta kafalar hadiseleri, küçük kafalar da kişileri konuşur.

M. Aziz Lahbâbî
Bir fert arzuladığı şeylerin kendinde tasdikini bulduğu nisbette şahıs olarak var demektir.

Andre Suares
Seziş karanlıklar içinde gönlün bir bakışıdır. Dıştaki gece içten fışkıran ışıkla aydınlanır.

Mevlânâ
Talihim bana "ben seni üzeceğim ama sen üzülme" dedi.

Ahmed er-Rifâî
Dünyada iki terbiyeci vardır. Biri şevk-i muhkem, diğeri de sille-i Hüda.

Mehmed Akif
Edepsizliğin başladığı noktada edebiyat biter.

T. S. Eliot
İnsanın aslî misyonu her buutta hakikati aramaktır.


"Genç kuşağın Türkiye'yi daha iyi bir yere getireceğine inanıyorum. Bizler onlara köstek olmayalım yeter."
BARIŞ MANÇO

"İnsanlar her zaman kahraman olamazlar ama her zaman insan olabilirler."
BENJAMIN FRANKLIN

"Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, fakat bu arada çok basit bir sanatı unuttuk. İnsan gibi yaşamak..."
MARTIN LUTHER

"Öyle hareket etki senin hereketlerinin yasası, diğerlerinin hareketlerinin yasası olsun."
KANT

"Samimi olmayı vaadedebilirim; tarafsız olmayı asla."
GOETHE

"Ne kadar az bilirseniz; o kadar şiddetle müdafa edersiniz."
BERTHARD RUSSEL

"Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır."
MEVLANA

"Yenileceğinden korkan, daima yenilir."
YILDIRIM BEYAZIT

"Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar."
H. DUNANT

"Eğer birine birşey öğretirseniz asla öğrenmez."
BERNARD SHAW

"Kitap ruhun ilacıdır."
JAPON ATASÖZÜ

"Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır."
SCHILLER

"Kainatta tesadüfe, tesadüf edilmez."
SOKRAT

"Kusurumuz ne kadar çoksa o kadar kusur ararız."
CENAP ŞEHABETTİN

"Okuyabilirseniz her insan bir kitaptır."
W. ELLERY CHANNING

"Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar."
MEVLANA

"Herhangi bir insan vaktini nasıl geçireceğini üstün bir insan ise vaktini nasıl tasarruf edeceğini düşünür."
SCHOPENHAVER

"Gençler ihtiyarların aptal olduğunu sanırlar ama ihtiyarlar gençlerin aptal olduğunu bilirler."
GEORGE CHAPMAN

"Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder."
GAZALİ

"Sakın ahlak kurallarını çiğnemeyin çünkü öcünü çabuk alır."
TOLSTOY

"Nasıl kafa sayısı kadar düşünce varsa, kalp sayısı kadarda sevgi çeşidi vardır."
TOLSTOY

"En büyük bilgelik kendine egemen olabilmektir. "
EURIPIDES

"En büyük zafer insanın kendine hakim olmasıdır."
PLATON

"Bilirken susmak, bilmezken söylemek kadar kötüdür."
PLATON

"Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki bir peşin hükümü söküp atmak, atomu parçalamaktan daha zor."
EINSTEIN

"Gördüklerim beni görmediğim yaratıcının varlığına inanmaya zorluyor."
EMERSON

"Ancak Allah'a inandığım zaman yaşadığımı anladım."
TOLSTOY

"En iyi hükümet bize kendimizi yönetmeyi öğretendir."
GOETHE

"İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız ondan hiç bahsetmeyin."
BALZAC

"Güzel olan sevgili değil, sevgili olan güzeldir."
TOLSTOY

"Yarışı kazanalar, daima yavaş ve devamlı gidenlerdir. "
AESOP

"Bir problemin güç olduğunu söyleme; eğer o güç olmasaydı, zaten problem olmazdı."
F. FOCH

"Söylemek birşey, yapmakta başka birşeydir. "
MONTAINGE

"Gülümsemek insana mahsustur. "
RABELAIS

"Ahlaksız; benim ahlakıma uymayan değil, kendi ahlakına uymayandır."

"Silgi kullanmadan resim çizme sanatına hayat diyoruz."

"Söyleyecek sözü olmayan yüksek sesle konuşur."

"Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, hiç kimse bir şey düşünmüyor demektir."

"Bugünün bir daha asla doğmayacağını düşün."
DANTE

"İyi iş, bir başkasının yüzüne mutluluk gülücüğü konduran iştir."
HZ. MUHAMMED

"Size gül veren elde her zaman biraz koku kalır."
ÇİN ATASÖZÜ

"Dertli olmanın sırrı, dertli olup olmadığımızı düşünecek kadar boş vakte sahip olmamızdır."
BERNARD SHAW

"Sahip olduklarımızı nadiren, eksiklerimizi her zaman düşünürüz."
SHAKESPEARE

"Hayatım, çoğu asla gerçekleşmeyen felaketlerle dolu olmuştur."
MONTAINGIE

"Mide ülserlerine yedikleriniz neden olmaz. Ülserler sizi yiyenlerden oluşur."
DR. JOSEPH MONTAGUE

"İnsanların düşünmekten kaçınmak için başvurmayacakları yol yoktur."
TOMAS EDISON

"Sadece elli-altmış yıl yaşamak için bu dünyaya geliyor ve yeri doldurulmaz saatleri, bir yıl içinde kendimizin ve herkesin unutacağı şeyleri kara kara düşünerek geçiriyoruz. Hayır! Yaşamımızı dişe dokunur işlere ve duygulara, büyük düşüncelere, gerçek aşklara ve kalıcı şeylere adayalım. Çünkü hayat küçük olmayacak kadar kısa."
DISRAELLI

"Ey Büyük Ruh; Beni iki hafta birinin yerine geçmedikçe, onu yargılamaktan ve eleştirmekten esirge."
KIZILDERİLİ DUASI

"Hayatta amaçlanacak iki şey vardır. Önce istediğinbe ulaşmak sonra onun keyfini çıkarmak. Sadece en akıllılar ikinciye ulaşır."
LOGAN PEARSALL SIMITH

"Aslında hiçbirşey iyi veya kötü değildir. Herşey bizim onlar hakkında ne düşündüğümüze bağlıdır."
SHAKESPEARE

"Mutluluğa giden tek yol vardır ve bu irademizin dışındaki şeyler yüzünden kaygılanayı bırakmaktır."
EPISTETUS

"İnsanların en mucizevi özelliklerinden biri, eksiyi artıya dönüştürme gücüdür."
ALFRED ADLER

"Akıllı insanlar, oturup kayıplarına hayıflanmazlar, keyifle zararlarını nasıl karşılayabileceklerini düşünürler."
SHAKESPEARE

"Hayata en önemli şey kazançlarınızı kullanmak değildir. Bunu herkes yapar. Asıl önemli olan kayıplarımızdan kazanç sağlamamızdır. Bu zeka gerektirir; akıllı insanlarla aptal insanlar arasındaki fark budur."
WILLIAM BOLITH

"En rahatlatıcı moral güçleri sağlıklı bir din, uyku, müzik ve kahkahadır. Allah'a inanın. İyi uyumayı öğrenin. İyi müziği sevin. Yaşamın eğlenceli yönünü görün. Sağlık ve mutluluk sizin olsun."
DALE CARNEGIE

"Allah'ın olayları yönettiğine ve benim önerilerime ihtiyaç duymadığına inanıyorum. Allah iş başında olunca, sonuçta herşeyin en iyi şekilde biteceğine inanıyorum."
HENRY FORD

"Bizim ve Allah'ın birbirimizle işimiz var ve kendimizi onun etkisine açtığımız zaman en derin alın yazımızı gerçekleşir."
WILLIAM JAMES

" "Diğerlerine iyi davranırsan kendine en büyük iyliği yapmış olursun."
ZOREASTER

"Hayata yapılacak o kadar çok hata varki, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yok"
SARTRE

"Hareket düşünceyi izler görünür, oysa hareket ve duygu birlikte gider. İsteğin doğrudan denetimi altında olan hareketi düzenleyerek, denetim altında olmayan duygularıda dolaylı yoldan düzenleyebiliriz. Eğer mutlu değilseniz, neşelenmeye doğru giden bağımsız gönüllü yol, mutluymuş gibi oturup, mutluymuş gibi konuşmak, mutluymuş gibi hareket etmektir." WILLIAM JAMES


Ahmet Hamdi Tanpınar
Bir insan kendisini ancak hayatın küçük meselelerinden sıyrıldığı, yahut da onları zihnî bir şekle soktuğu zaman bulabilir. Talihimiz içimizde çok gizli bir yerdedir. Fakat ona erişebilmemiz için birçok şeylerden kurtulmamız lazımdır.


Bossuet
Hakikat değişmez. Değişene hakikat denmez.

Abdülkerim Kuşeyrî
Allah, ilmi ve kudreti ile her şeye ve herkese; lütfu ve yardımı ile, sadece müminlere yakındır. Üns hali ile de hususî olarak evliyaya yakındır.

Gandhi
Tanrı her an her kişiye seslenir. Ama biz içimizden gelen o sakin sese kulaklarımızı tıkarız.

Roger Garaudy
İhtiras ve haricî isteklerin esiri olan insan, devamlı bir şekilde çoklukta dağılma tehdidi altındadır.

Şemseddin Nuri
İkna için telkin, telkin için de tekrar kaçınılmaz bir zarurettir.

Ahmed er-Rifâî
Şükür, nimeti verene bakıp, nimete aldanmamaktır.

Shankara
Her netice, bir sebep tarafından önceden hazırlanmıştır. Sebebin olmadığı yerde netice de yoktur.

Gazâlî
Herkes neye kabiliyetli ve ne için yaratıldı ise onda muvaffak olabilir.

Hz. Ali
Kötülüklerden çekinmek, iyilik kazanmaya çalışmaktan üstündür.

İbn Arabî
Eşya, hakiki vücudun suretlerde görünüşünden ibarettir.

İmam Rabbanî
Hayır arzuladığımız neticenin gerçekleşmesi değildir. Doğruyu yaptığımız zaman hâsıl olan her netice hayır'dır.
Ünlü Yazarlardan Önemli Sözler - Facebook 2012 Devamını Oku>>

Sonum Yokluk Olsa , Bu Varlık Niye?

Sonum Yokluk Olsa , Bu Varlık Niye?

Necip Fazıl Kısakürek
Sonum Yokluk Olsa , Bu Varlık Niye? Devamını Oku>>

Aşkın Gözyaşları Tebrizli Şems Sözleri - Sinan Yağmur

Sinan Yağmur - Aşkın Gözyaşları Şems-i Tebrizi Sözleri

Her şey insanoğluna feda iken,
İnsanoğlu ise kendine cefa olmuştur.


Arıyorum; içimdeki yakınlığı, yakınlıktaki içimi, içimdeki SENİ.
Dönüp dolaşıyorum ey Aşk. Dolaşıp duruyorum.


Sen teninle hayvan, ruhunla meleksin.
Bunun için hem toprağa hem feleğe gidersin.


Bir gün Urfa'da bir adam gördüm. Kırbaçlandığı halde çıkmıyordu sesi. Kırbaçlandıkça susuyordu. Peşine takıldım ve niçin kırbaçlandığını sordum. Bir kadına âsık olduğundan bu hale düştüğünü söyledi. «Bu kadar acı çektiğin halde neden ses çıkarmadın?» diye sordum.

«Sevgilim bana bakıyordu» dedi.

Bunun üzerine kendisine: «Ya yüce Allah’ın seni hep gördüğünü bilseydin!» dediğimde haykırarak yere düştü.


« Bir kağıt düşün ki bir yüzü sana, öteki yüzü de sevgiliye dönüktür. Yahut her yüzü bir başkasına çevrilmistir. Kâğıdın sana dönük olan yüzünü okuyabilirsin ama asıl dost ve sevgili tarafına dönük olan yüzünü okumak gerekir.»


Muhammed’den muhabbet oldu hâsıl
Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl
Aşkın Gözyaşları Tebrizli Şems Sözleri - Sinan Yağmur Devamını Oku>>

Cuma Sözleri - Duaları - Sureleri - Hadisleri - Mesajları

Cuma günü bana çokça salavat getirin. Çünkü, Cuma, meleklerin şehadet ettiği şahitli bir gündür. Bana salavat getiren bir kulun sesi, nerede olursa olsun bana ulaşır

*-Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.

*Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.
(CUMA SURESİ 9-10)

*Cumamız mübarek dualarımız ve töbelerimiz kabul olsun
Selamların en güzeli sizlerin üzerine olsun

*“İki dua vardır ki, reddedilmez; o dua edenlerle Allah arasında bir perde yoktur;
Biri, zulüm gören kişinin duası
öbürü de mü’minin kardeşine gıyabında ettiği dua.”

*dualarda unutulmamak dileğiyle..cumanız mübrek olsun arkadaşlar…

*Huzur ve güven içinde yenen kuru bir ekmek,endişe içinde yenen baldan daha tatldır.Namus içinde yaşanan bir çadır,ahlaksızlığın hüküm sürdüğü bir köşkte yaşamktan daha sevimlidir.Cumanız Mübarek Olsun…

*Kul nâfilelerle bana durmadan yaklaşır, nihayet onu severim. Bir kere de onu sevdim mi, artık o kulumun işiteceği kulağı olurum, göreceği gözü olurum. (Kudsi Hadis) .sevilen kullardan olmak duasıyla… cumanız mübarek olsun arkadaşlar

*Lailahe illallah Cuma’nin sebebiyle, Muhammedün Resullullah gerek yüzün gölgesiyle dünya ve ahiret muradimi ver.

*Melekler duasiyla, Ya vedüdüm, entel maksudum, Kulhüvellahü ehad, bin bir kere ya samed, cennet kapilarini aç, benim günahimdan geç.

*Benim günahim varsada senin gibi halikim var. Muhammed Aleyhisselam dostum var.
Ilahi kabre vardigim gece lütfeyle, yalniz kaldigim gece bilmedigimi bildir.

*Kabrimi nur ile doldur. Kevser sarabina daldir, ulu cemalini göster.

*Gece gündüz yalvaririm sana dünya ve ahiret muradimi ver bana.

*Rabbim Allah, fikrim zikrullah, kalbimin nuru Resullullah, evvelim Allah, ahirim Allah, La ilahe illallah Muhammedün Resullullah.

*Cuma gibi günümüz var. Islam gibi dinimiz var. Muhammed gibi sahimiz var. *Allah dedim, dostum dedim, 99 ismine mühür vurdum, üstüne.
Cuma Sözleri - Duaları - Sureleri - Hadisleri - Mesajları Devamını Oku>>

İmam Gazali Sözleri 2012

1. Dünya ahiretin tarlası ve hidayet konaklarından bir konaktır. Kendisine, mahiyetine uygun bir ifade olarak dünya denmiştir.

2. Bazı kimseler nefislerinde bir yakınlık hissederek ibadetlerinde ve meclislerinde Allah'a yakın olduklarını zannederler. Böylece kendilerinden başka meclislerinde bulunan herkesin bağışlanacağı fikrine saplanırlar. Eğer böyle bir kimseye, bu şekilde sû-i edebinden dolayı Allah Teala, müstahak olduğu muameleyi yapmış olsaydı, hemen o anda helak olurdu.

3. Her salik, bulunduğu menzil ile geçtiği makamlar hakkında konuşabilir.
Kendisinin ulaşamadığı makamlar, ihata edemediği menziller hakkında ise hiçbir şekilde konuşamaz. Ancak onlara gaybî bir şekilde inanır.

4. Allah Teala ilim nurlarını insanoğlundan esirgememiştir; Allah Teala cimrilik yapmaktan münezzehtir. İlim nurlarının kalplere akmamasının sebebi, o kalpleri doldurmuş bulunan bulanıklıklar ve kötülüklerdir. Çünkü kalpler kaplara benzer; bir kap su ile dolu ise, havanın o kaba girmesine imkan yoktur. Kalp masiva ile dolu oldukça Allah'ın celal marifeti oraya girmez.

5. İlimlerin içinde en şerefli olanı Allah'ın sıfat ve fiillerini bildiren ilimdir. İnsan bu ilimle kemale ulaşır. Kamil olmanın saadetini duyar. İnsanoğlu, Allah'ın celal ve kemal sıfatlarının komşuluğuna ulaştığı zaman, bu komşuluğun ona büyük saadetler kazandıracağı muhakkaktır.

6. Kalplerin ve insan basiretinin cilası zikirdir. Zikri ancak muttaki kullar yapabilirler. Bu nedenle takva zikrin kapısı; zikir keşfin kapısı, keşif ise büyük zafere açılan kapının ta kendisidir.

7. Kalbiyle arasındaki perdeler aralanan bir kimseye, mülk ve melekûtun tecellisi görünür. Böyle bir kimse, genişliği yerle gökleri içine alan cenneti müşahede eder.

8. İbadetlerin esası kalbin tezkiyesidir. Kalbin tasfiyesi de marifet nurunun orada doğması ile mümkündür.

9. İman üç mertebedir:
a) Halkın imanı olan mukallitlerin imanı,
b) Birtakım kelamî delillere dayanan kelamcıların imanı,
c) Yakîn nuruyla görerek iman eden ariflerin imanı.

10. Aklî ilimlerin şer'i ilimlere zıt olduğunu ve bu ilimlerin bir arada bulunmadığını ve bulunamayacağını zanneden bir kimsenin bu zannı, basiretsizliğinden ve körlüğünden ileri gelir. Basiretsizlikten Allah'a sığınırız. Aklî ilimler iki kısma ayrılır:
a) Dünyevî,
b) Uhrevî
Dünyevi olanlar, tıp, matematik, kozmoğrafya, sanat ve fen ilimleridir. Uhrevî olanlar ise, kalbin hallerini, amellerin afetini, Allah'ın sıfat ve fiillerini bildiren ilimdir. İşte aklî ilimlerin bu iki grubu birbirine zıttır. Bütün gayretini bu iki kısımdan birisine sarfedip o sahada derinleşen bir kimse, genellikle öbür kısımda eksik kalır.

11. Akılcılar tarafından inkar edilen dinî ve gaybî bir şey işittiğin zaman, onların bu inkarları sakın seni şaşırtmasın; zira şarkta bulunan bir insanın garbdaki hakikati bilmesi imkansızdır.

12. Etrafta ilahî rüzgarlar esiyor; kalp gözlerini örten perdeleri açıyor. İşte bu gözler Levh-i Mahfuzda, yazılı olan birtakım hakikatleri görürler.

13. Ehl-i tasavvuf, çalışmakla elde edilen ilimlerden ziyade ilhamla öğrenilen ilimlere meyleder. Onun için musanniflerin yazdıkları ilimlere eğilmeye, oradaki sözleri ve delilleri araştırmaya önem vermemişlerdir.

14. Takva, çok secdeden ötürü alında iz bırakma veya oruç tutmaktan sararma veya secde ve rükûdan belin bükülme hali değildir. Eğilen boyunda veya sarkıtılan eteklerde takva aranmaz. Takva, kalplerdeki vera' halidir. Güler yüzle karşıladığın kimse, seni asık bir yüzle karşılar ve bilgileriyle sana mihnet yüklerse, Allah böyle kimselerin sayılarını artırmasın!

15. Müminin kalbi ölmez, ilmi, ölüm anında silinip gitmez. Kalbindeki berraklık kesinlikle sönmez. Hasan Basrî de bu manaya şöyle işaret etmiştir: 'Toprak imanın merkezini yiyip bitiremez'.

16. Batın ilmi Allah'ın sırlarından bir sırdır. Allah Teala o sırrını dilediği kulunun kalbine ilham eder.

17. Kur'an takvanın, hidayetin ve keşfin anahtarı olduğunu açıkça beyan eder. Takva ise, öğretmen olmadan elde edilen ilimdir.

18. Kalbe herhangi bir şey geldiği zaman, ondan önceki hakikatler kaçışır ve yerlerini son gelene bırakır.

19. Muamele ilminin en yüksek zirvesi, nefsin hilelerine ve şeytanın desiselerine vakıf olmaktır. Böyle bir ilme vakıf olmak her insana farz-ı ayndır. Fakat ne yazık ki halk bu farzı terk etmiş ve vesveselere sebep olan birtakım fuzulî ilimlerle uğraşır olmuştur. İşte bu ilimleri vesile ederek şeytan onları yoldan çıkarmaktadır.

20. Âlimlerin birbirlerine hücum ettiklerini, birbirlerine haset ettiklerini ve anlaşamadıklarını gördüğün zaman, onların dünya hayatına karşılık ahiretlerini sattıklarına hükmet! Acaba bu kişilerden daha fazla aldanan bir satıcı var mıdır?

21. Bir kimse herhangi bir imamın mezhebinde olduğunu söyler, fakat o imamın yolundan gitmez ise, onun en büyük hasmı bağlı olduğunu söylediği imamın ta kendisidir. O imam Allah'ın huzurunda şöyle der: 'Benim mezhebim, istihraç ettiğim ahkam ile amel etmektir. Dil ile "Ben şu mezhebe bağlıyım' demek değildir. Dil çalışmak içindir, hezeyan için değildir. O halde, madem sen benim mezhebimden olduğunu iddia ediyorsun, öyleyse neden amel ve ahlakta bana muhalefet ettin? Oysa ona uyarak Allah'a yaklaşmayı düşündüğün mezhebin esası amel ve ahlak idi. Bir de utanmadan benim mezhebimden olduğunu iddia ettin. Böyle bir iddia şeytanın kalbe girmesine yardım eden kapılardan biridir. Birçok alim bu kapının açılması sebebiyle helak olup gitmişlerdir'.

22. Ahmaklıkta en ileri gitmiş olan kimse, nefsinin faziletine en çok inanan kimsedir. Akılda en ileri olan kimseler ise, nefsini en fazla itham edenlerdir.
23. Halk tabakasından biri zina eder veya hırsızlık yaparsa, onun bu suçu ilimle ilgili konuşmasından daha hafiftir. Çünkü Allah'ın dininin inceliklerini bilmeyen bir kimsenin, bu konularda söz söylemesi zamanla kendisini küfre sürükler. Aynen yüzme bilmeyen kimsenin kendisini denize atması gibi... Böyle bir kimse ise muhakkak boğulur.

24. İnsanların en muttakîsi ve en alimi, insanlara aynı gözle bakmayandır. Çünkü bazı insanlara rıza ve bazı kimselere de gazab gözüyle bakmak gerekir. Eğer gazab gözüyle bakılması gereken kişiye, rıza gözüyle bakarsan onun ayıplarını göremezsin; zira rıza, insanın gözlerindeki görme hassasını zayıflatır.

25. Allah hakkındaki zannı kötü olan ve insanların ayıplarını araştıran bir kimseyi gördüğün zaman, bil ki böyle bir insanın kalbi hastadır. Mümin kişi ise, bütün halk nazarında kalbi sağlam olan kimsedir.

26. Kalp, takva ve iyi amellerle süslenip, kötü sıfatlardan arınmadıkça, o kalpte zikrin hakikati bulunmaz. Aksi takdirde, zikirden dem vurmak nefsin konuşması olup, bu konuşmada kalbin dahli yoktur. Böyle olunca da şeytanın kalpten sürülmesi mümkün değildir.

27. Ruh rabbani bir emirdir. Rabbani demek, onun mükaşefe ilimlerinin sırlarından birisi olması demektir. Bu sırrı ifşa etmek salahiyeti hiç kimseye verilmemiştir. Çünkü Allah'ın en sevgili kulu olan Allah'ın Rasûlü dahi bu sırrı açıklamamıştır.

28. Şehvet kalbe galip geldiği zaman, kalbin en derin hücrelerine nüfuz edemese dahi, şeytan oraya yerleşir. Kötü sıfatlardan uzak olan kalplere gelince, o kalplerde şehvet olduğu için değil, zikirden gaflet edildiği zaman şeytan o kalplerin kapısını çalar. Fakat o kalpler zikre sarıldıkça şeytan geri çekilir.

29. Duanın şartları yerine getirilmediği zaman nasıl geri çevrilirse, zikrin şartları da yerine getirilmediği takdirde böyle bir zikir şeytanı kaçırtmaz.

30. Şeytanlar tek tek bir araya gelerek toplanmış ordulardır. Günahların her çeşidinin bir şeytanı vardır. Her günah kendi şeytanının davetiyle işlenir.

31. Melekût aleminde suretler sıfata tabidir. Öyleyse kötü mana, kötü surette görünür. Demek ki Şeytan, köpek, kurbağa ve domuz suretinde görünür. Bu suretler manaların etiketidirler ve manaların doğruluğunu aksettirirler. Bu sırra binaen rüyada maymun ve domuz görmek, kötü insana işaret ettiği gibi, koyun görmek de iç alemi geniş insana işaret eder. Her rüya bu ölçüye göre tefsir edilir.

32. Zaruri miktar dışında uyumak, kalbi öldürür ve kurutur. Yetecek kadar uyumak, gayb sırlarının keşfine vesile olur.

34. Allah yolunun yolcusuna gereken şey, hassalarını kontrol altına almaktır. Bu kontrol karanlık bir yere çekilip düşünmekle ve başını önüne eğmekle, herhangi bir örtüye bürünmekle elde edilir. Bu vaziyetler hakkın sesini dinlemek ve rubûbiyet huzurunun azametine işaret etmek için alınır. Görmez misin, Allah'ın Rasûlü'ne bu vaziyetteyken nida gelmiş ve o nida 'Ey örtülere bürünen! Kalk ve uyar' demiştir?

35. Mide ile fere, ateşe açılan kapılardan birer kapıdır. Çünkü onun aslı tatmin olup doymaktır. Zillet ve inkisar ise cennetin kapılarından birer kapıdır. Çünkü onun aslı acımaktır. Cehennem kapılarından birini kilitleyen, cennet kapılarından birini açmış sayılır. Çünkü bu ikisi, birbirinin zıddıdır. Birisine yaklaşmak öbüründen uzaklaşmaktır.

36. Kişinin kendi nefsine hakim olması saadetin tamamı; şehvetin ve nefsin kişiye hakim olması ise şekavetin tamamıdır.

37. Fazla doymak ibadetten alıkoyar, ibadeti, kalbin parlaklığını ve düşünceyi kararttığı gibi bunlara bağlı olan hayatı da dumura uğratır. Aç kalmak ise, bütün bu menfi halleri müspete çevirir. Çünkü az yemek bedenin sağlığını koruduğu gibi, çok yemek ve mideyi karışık yiyeceklerle doldurmak damarlarda karışıklık meydana getirir.

38. Dinen yasaklanmış olan tartışmanın sonucu, başkasından dinlediklerine yanlıştır diyerek itiraz etmektir. Mücadelenin sonucu ise, başkasını susturmak, aciz bırakmak, konuşmasını çürütmek ve kendisine cehalet nispet etmektir.

39. Nefsini Allah'ın celal ve azametini, yer ve gökteki saltanatını düşünmeye alıştıran bir kimse için bu şekilde melekûtun garip ve acayip sanatına bakmaktan duyulan lezzet; zahirî gözle cennetin bağlarına ve meyvelerine bakmaktan duyulan lezzetten daha üstündür. İşte düşünürlerin dünyadaki halleri budur! Acaba ahirette bütün perdeler kalktığı zaman durumları ne olacaktır?

40. Şayet sen Allah'ın marifetine aşık değil isen mazursun! Çünkü cinsî münasebete iktidarı olmayan bir kimse evlenmeye, çocuklar da saltanat tahtına ve tacına hevesli değildirler. Şevk ancak zevkten sonra hasıl olacak olan bir haldir. Zevk almayan bunu anlamaz. Anlamayan da aşık olmaz. Âşık olmayan ise istemez. İstemeyen ise idrak edemez ve idrak etmeyen ise esfel-i safilîn'de bulunan mahrumlardan olur.

41. Dinde, yücelmişlerin mertebesine erişmeyen kimselerin elinden onları sevmenin sevabı alınmış değildir. İstedikleri zaman onları severler ve bu sevgilerinden ötürü büyük sevaplara nail olurlar.

42. Haset, helallik istenecek bir zulüm değildir. Seninle Allah arasındaki bir günahtır. Helallik ancak azalardan çıkıp başkasına zarar veren fiillerde vacibdir.

43. Dünya ve ahiret, kalbin durumlarından iki durumdur. O durumların ölümden önce ve geçici olanına dünya, ondan sonraki kısmına ahiret deniliyor. Ahiret ölümden sonra olandır. Ölümden evvel acil bir şehvet veya bir payın içinde bulunduğu herşey senin için bir dünyadır.

44. Ölüm anında insanda şu üç sıfattan başka hiçbir şey kalmaz:
a) Kalbin dünya kirinden temizlenmesi.
b) Kalbin Allah'ın zikriyle yakınlık kurması.
c) Kalbin Allah sevgisiyle neşeye gark olması. Kalbin temizlenmesi, ancak dünya şehvetlerinden kaçınmakla mümkün olur. Zikre yakın olmak ise, ancak çok zikir yapmakla mümkün olur. Allah sevgisi ise, ancak marifetle elde edilir. Allah'ın marifeti ise daima zikir yapılmadıkça bilinemez.

45. Ölüm, dünyaya bağlı olanların zannettiği gibi yokluk değildir. Ölüm, sevgilinin huzuruna varman için geçmek zorunda olduğun engelden kurtulmaktır.

46. Kibir, kulun Allah'ın azabından emin olduğunu gösterir. Azaptan emin olmak ise felaketlerin en büyüğüdür. Tevazu ise Allah'tan korkmayı ifade eder. Bu korku ise, saadetin rehberi ve aletidir. Kibrin ilaçlarından biri, emsal olan kimselerle toplantılarda bulunulduğu zaman onları öne geçirmek ve onların aşağısında oturmaktır. Fakat burada şeytanın bir kurnazlığı vardır. Şöyle ki: Kişi ayakkabılarının yanında oturur veya emsalleriyle arasında ne idüyü belirsiz kimseler bulunur ve böylece kendini mütevazı zanneder. Oysa böylesi, kibrin ta kendisidir. Çünkü kalbine 'layık olduğum yeri başkasına terk ettim ve tevazu gösterdim' gibi vesveseler gelir ki işte bu vehim, kibrin ta kendisidir. Kendisine düşen vazife akranını öne alıp, onların arkasında oturarak ayakkabılığa düşmemektir.

47. Saadetlerin esası akıl, anlayış ve zekadır. Akıl nimetinin sıhhatli olması, Allah'ın fıtrat dünyasına büyük bir nimettir. Bu bakımdan eğer akıl, hamakat ve beladetle ölüp dumura uğrarsa, o zaman her şeyden önce onu elde etmeye çalışman gerekir.

48. Cin şeytanlarından emin olabilirsin. Fakat insan şeytanlarından şiddetle korun! Çünkü insan şeytanları, cin şeytanlarından iğva ve idlal vazifesini almışlar ve böylece cin şeytanlarını istirahata göndermişlerdir.

49. Allah'ın, kendilerine verdiği akıldan razı olmayan kimse yoktur. Fakat akılsızların en aşağılığı aklıyla övünen kişidir.

50. Ahiret alimleri, yüzlerindeki sükûnet, Allah'a karşı zillet ve tevazu ile bilinirler. Huni gibi açılıp kapanan ve gülerken kulaklara kadar yayılan ağızların sahipleri, hareketlerinde ve konuşmalarında hiddetli olan kimseler ise, onların bu şiddet ve hiddetleri gafletlerinden ileri gelmektedir. Böyle hareketler dünyaperestlerin adetidir.

51. İhtiyacı olan bir kimsenin o ihtiyaca ulaşması için ilk şart, o ihtiyacı sabahtan akşama kadar elde etmedikçe yemek yememektir.

52. İnsan; zillete kaçmayan tevazû, gurura kaçmayan onur sahibi olmalıdır.

53. Atalarının dindarlığı ile kurtulacağını zannedenler; babalarının yemesiyle kendi karınlarının doyacağını, onların içmesiyle susuzluklarının gideceğini, onların okumasıyla bilgili olacağını sananlara benzerler.
İmam Gazali Sözleri 2012 Devamını Oku>>

İskender Pala'nın Sözleri

Kimileri Gül dediler, ömür boyu güldüler; Kimileri de Gül dediler, Gül uğruna öldüler.

Aşk iğnesiyle dikilince bir dikiş, kıyamete kadar sökülmez imiş.

Dış yerine içi, suret yerine ruhu sevmek gerekir. Hayat ancak sevgiyle tatlıdır.

Aşk bakmakla güzelleşir, Konuşmakla zenginleşir, Dokunmakla bozulur.

Ey Aşık..!! Sevgilinin hasretiyle, seherlerinde âh ederek gözyaşı döktüğün geceler miktarınca, aşkın sana kutlu olsun..!

Ey Yar! Ne kadar uzaklaşırsan uzaklaş; Yüreğimin dibine kadar yolun var.

Belki de en sevdiğim sakarlığın, gözlerime takılıp yüreğime düşmendi.

O ki; rüyana gireceğim diye söz verdi. Nice yıllar geçiyor ki bu söz yüzünden gözüme uyku girmedi.

Senden dolayı seviyorum seni ey sevgili.. Öyle ki kıskançlığımdan kendi gözümle bile dost değilim...

Aşk, kelimesinin bir anlamıda sarmaşık demek. Nasıl ki bir sarmaşık bir ağacı çepeçevre sarıp, onun dış dünya ile ilişkisini keser ve sardığı ağacı bir süre sonra kurutursa, aşk da sardığı tuttuğu kişiyi çevresinden koparır ve bir süre sonra o ağaç gibi kurutur...

Her gözyaşının ayrı bir anlamı vardı. Her damlanın hangi zamanda, hangi mekânda, hangi kişiyle paylaşıldığı önemliydi. Gözyaşları ne kadar çok şeye tercümanlık yapıyordu! Damladığı, süzüldüğü, aktığı veya kana dönüştüğü zaman, hep ayrı manaları vardı. Gözyaşları gizli duyguları açığa vuran mektuplar gibiydi.

Hüzün, bir hazin kelime... Ayrılık gibi, hicran gibi; ama mutluluk gibi de. Bazen bir gözde görürüz onu, bazen bir yüzde. Bazan bulutlarla gelir, bazen lodoslarla.
İskender Pala'nın Sözleri Devamını Oku>>

Virginia Woolf Sözleri

Ne aradıysam zıddını buldum, doğruyu aradım yanlışı buldum, dostumu aradım düşmanımı buldum, aramayı bıraktığımda ise doğruların ve yanlışların ötesinde renklerin zıtlığında resmin bütününü gördüm. Ne doğru vardı, ne yanlış, ne kötü vardı, ne iyi, herşey olması gerektiği gibi. Herşey olduğu gibi!

Atılgan yaşamasak, tekenin sakalına yapışmadan, uçurumların kenarında tir tir titremeden o zaman hiç depresyona girmezdik, bundan kuşkum yok; ama içi geçmiş, kaderci, yaşlanmış insanlar olup çıkardık o zaman.

Mamafih artık ölüm karşısında da şapka çıkartmaya yatkın hissetmiyorum kendimi. Odadan konuşarak çıkmak hoşuma gidiyor, dudaklarımda yarım bırakılmış rastgele bir cümleyle.

Neden hayat böyle trajik, neden böylesine bir uçurumun üzerindeki daracık bir kaldırım gibi. Aşağı bakıyorum; başım dönüyor; sonuna kadar nasıl yürüyeceğim, bilemiyorum.

Zarar yok, hayal kırıklığı en dizginleyici tedavi benim için. Soğuk duş da alınmalı (genellikle de alınır) bir kitaba başlamadan önce. İnsanı canlandırır, insana "canım kendi zevkim için yazıyorum" dedirtir.

Zaman direklere çarpar. Kalakalırız. Duygudan yoksunuzdur, insanın gövdesini ayakta tutan, artık alışkanlıkların iskeletidir. O da bomboştur...

Aslında yalnızca yaşadıkları anın tadını arttıracak kad...ar bir incelik, bir bağlılık, bir sevecenlik vardır insanlarda. Sürüler halinde ava çıkarlar. Çölü tarar ... Düşenlere dönüp bakmazlar bile. Yüzlerinde alçıdan maskeler vardır

Kadın kalbi mezar gibidir; Giren dışarı çıkmaz.Erkek kalbi bakkal gibidir; Giren çıkanın hesabı olmaz.

Herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir.

Ne tuhaftır, insan çoğu kez postadan önemli bir şey çıkmayacağını bilir de yine dört gözle mektup bekler.
Virginia Woolf Sözleri Devamını Oku>>

 
Canlı Tv İzle - Canlı Tv İzle